Mayıs 08, 2010

Ben Daha Önce Düşünmüştüm!

Yıllardır hayalini kurduğum, önüme gelene anlattığım, bu kafada olan bütün arkadaşlarıma "gelin açalım böyle, yaşayan bir yer" dediğim mekanı altı arkadaş bir araya gelmiş açmışlar.
Çok kıskandım çook. Öyle kolay kolay kimseleri ve yaptıkları işleri kıskanma huyum olmadığı halde. En kısa zamanda ziyaret edip, izlenimlerimi de yazacağım.
İşte Hürriyet Cumartesi İlavesindeki  "Kumbara" ile ilgili yazıdan bir kesit.
"Kumbara’ya bir hayaller kulübü denebilir. Altı kafadar bir araya gelmiş, metruk durumdaki bir yeri harika bir alana dönüştürmüş. İç mimar, senarist, aşçı, yemek işletmecisi, DJ ve müzisyen olmak üzere altı arkadaş yaratmış Kumbara’yı. Hepsi kendi alanında uzman ve iddialı.
İlk önce yemek organizasyonlarından başlayalım. Haute Couture mutfak olarak tanımlıyorlar mutfaklarını. Biraz daha açarsak, 8-12 kişilik gruplar, burada yemek organizasyonu yapıyor. Bir sürü set mönü oluşturulmuş. Yemeğe gelecek kişilerle birlikte seçiliyor mönü. İtalyan ve Fransız mutfağı ağırlıklı çalışıyorlar.
Bir müzik topluluğunuz varsa, burada bilet karşılığı performans sergileyebiliyorsunuz. Aynı şey tiyatro ve sergiler için de geçerli. Özellikle fotoğraf ve resim sergileri için kapıları sonuna kadar açık.
Blue ray teknolojisi ile sinema günleri de yapıyorlar. Gerekirse mekan hemen bir sinema formatına giriyor. "
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Mayıs 06, 2010

Eski Blog Yazılarım-1

Tek meyhanesidir gerçekten HATAY. Kimse darılmasın gücenmesin. Cuma akşamıdır, tırıs eve gidilmez bir rakılayalım dedik. Avrupa yakasında kalmayalım Asya'ya geçelim dedik. Kuzen Müz'e de haber verdik. Erkencene oturduk sevgili Cemal Süreya'nın mekanına. Yeni Rakımız klasik olsun, yeşil meşil istemez dedik. Yeşillik isteriz ama. Zeytinyağlı az sarımsaklı deniz börülcesi, lakerda, olmazsa olmaz Hatay'da Humus.Hepsi enfes. Kiremitte tereyağlı yaprak ciğer ağızda dağılıyor ki yazarken şu anda ağzım yine sulanıyor. Arada taze çıkmış çiğköfte dağıtılıyor ki son yıllarda böyle güzelini yememiştim. En son Beyoğlu Ocakbaşında yediğim çok beterdi. Ama beter olan sadece oydu. Ana yemeğin seçimini Ali Bey'e bıraktık o da masamıza harikulade bir levrek buğulama bıraktı ki üçümüz çalakaşık dalmışız görülmeye değer. Haydi şerefe. Tek meyhanesidir Kadıköy'ümün Hatay. Hesap da iyidir. İdare eder diyelim. Hadi telefonunu da verelim. Bir iyiliğimiz dokunsun 0216.3613357. Giderseniz selam söyleyin benden Cemal Süreya'ya, Salah Birsel'e, Ece Ayhan'a, Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya, Salah Birsel'e.
16:13 - OCAK 8, 2007

Nisan 27, 2010

Sarıkanat Boykotuna Destek

Türk mutfağının, özellikle İstanbul ve "Boğaz" mutfağının dünya ölçeğinde önemli lezzetlerinden
lüfer ızgaraya veda etmek üzereyiz. Bunun sorumlusu yalnızca sınır tanımadan sarıkanat ve /veya
çinekop avlayan balıkçılar değil; Doymak bilmeyen iştahımız ve sınırsız tüketim taleplerimizle, en az
balıkçılar ve balık restoranları kadar biz de sorumluyuz. Çünkü zavallı yavrulara lüfer olma şansını
tanımıyoruz. Sorunun çözümü madem ki avlanma yasaklarıyla sağlanamıyor, çözüme ortak olmak için ciddi bir sarıkanat-çinekop boykotu yapalım ve bu boykotu en az bir kaç yıl sürdürelim. Sürdürelim ki,
onlar lüfer olabilsin ve yeni lüferleri için yumurta üretebilsinler.
Ben söz veriyorum ki; 2012 yılının Ekim ayına kadar sarıkanat ve çinekop yemeyeceğim. Bu gün sordum kilosu 40 TL (20 Euro) lüfer bu tarihte 5 Euro olmamışsa bu boykotumu daha da sürdürebilirim.

Mart 25, 2010

Güle Güle..

Güle güle centilmen Başkan...Unutulmayacaksın..

Mart 22, 2010

Cadde-i Botox


Öğlenden sonrasını iki saatlik zorunluluk nedeni ile *Silicon Planet* de geçirmek durumunda kaldım. Çoktandır düşmediğim Cadde-i Botox'da (Namı-i diğer Abdi İpekçi) şöyle bir turaladıktan sonra, sosyolojik bir araştırmada bulunmak, sizlere haberler iletmek için Cafe Nero'da kaldırım kenarındaki berjer koltuğa yerleştim. Kaldırım kenarı dediysem dükkanın sınırları içinde olduğundan sigara içilmiyor, sigara içilmediğinden boş. Dumansız hava sahasının bu tür iyilikleri de var. Bütün sosyete arka bahçede, açıkta, bitki çayları ile (sağlık için) sigarillosları tüttürüyor. (Bu sağlıksız)

Mart 14, 2010

Arden Butik-Moda

Kadıköy çarşısına inip de yeni bir şey keşfetmediğim hiç olmadı 40 yıldır. Her seferinde insanlara burası yeni mi açıldı diyorum ve yoo.. 11 senedir buradayız filan gibi cevaplar alıyor ve utanıyorum.
Arden Butik'in sahibi Arden Kürkçüoğluna bu sefer sormadım. Kim bilir kaç yıldır Moda Caddesindeki yerinde. Ama şunu söyleyebilirim, Avrupa'nın indie (bağımsız) tasarımcıları Line of Oslo, Moods Of Norvey, Just Female ve Mariona Gen'in tasarımı giysiler ve ünlü tasarımcıların H§M için tasarladıkları, inanılmaz fiyatlarla (30-50 TL) satılıyor. 
Çoğunluk kadınlarda ama erkekler için de T-Shirt'ler, Sweet Shirt'ler, montlar da var. Marka Shirt'ler 20 TL.
Hadi adresini ve telefonunu da vereyim ama çok dağıtmayın.. Moda Cad. 81/B Tel:0 216 346 6783
Not:Fotoğraftaki giysiler sizin olsun..

Kırıntı-Moda


Sen her ne kadar önce Caddeye, sonra Nişantaşı'na giderek sosyeteye karışmış olsan da ben 30 senedir senin doğduğun o mekana, o bodrum katına hastayım. Yıllar vardır seni ve Moda'yı ihmal etmişim bunu dün anladım. Yıllar vardır sosis yememişim bunu da dün anladım. O iki kocaman sosisi, elma dilim patatesleri, susurluk ayranı! (birayı susurluk ayranı adı altında satıyorlar, kutu kola bardağında maalesef) ile bir nefeste yutmuşum.
Hızlı servis, temiz ve güvenilir menü, hesaplı fiyat ile bir kere daha gözüme girdin..
Teşekkürler..

Mart 13, 2010

Picasso Pera'da


Pera Müzesi'nde Picasso – Suite Vollard Gravürler sergisini gezdim.
Suite Vollard, Picasso’nun yakın dostu ve döneminin en ünlü sanat tüccarı olan Ambroise Vollard’ın siparişi üzerine Picasso tarafından üretilen 100 gravürden oluşuyor.
Picasso’nun çok önemli bir dönemi olarak bilinen 1930’lara tarihlenen, tema ve teknik açıdan ilginç bir çeşitliliği yansıtan gravürlerde genel olarak, aşk, çıplaklık, erotizm, tutku, kaos, portre, mitolojik temalar ve yaşamöyküsel göndermeler görülüyor.
Eğer gezerseniz 4.Katta gösterilen Picasso filmini mutlaka izleyin. Picasso'yu resimlerini, çizimlerini yaparken izlemek, eserlerinin yaratım süreçlerini, beğenmeyerek katmanlar halinde bir resmi kaç hale soktuğunu hayranlık ve hayretle göreceksiniz.
Picasso'nun resimlerini her yerde görebilirsiniz ama bunları nasıl yaptığını her zaman göremezsiniz.

Mart 11, 2010

Alice in Wonderland

Sonunda gittim. Capitol sinemalarında. Baştan belirtmeliyim ki harika gözlükleri ve sinema salonları ile Capitol sinemaları çok kaliteli. Avatar'ı İzmir Balçova Kipa'da seyretmiştim. 3D açısından Alice, Avatar'dan çok çok daha iyiydi. Balçova Kipa Real 3D olduğu halde. Filme gelirsek. Filmin başında Alice denen kızı her çocuk klasiğinde olan gıcık ve kötü kız zannettim. O ne gıcık, sinir ve çirkin bir kızdı öyle. En beğendiğim karakter The Queen of Hearts rolündeki Helena Bonham Carter idi. Tam Tim Burton'luk karakterdi. Johnny Depp türkçe konuşunca bir tuhaf oluyor. Dublaj onun dışında bana batmadı.
Tim Burton'un yarattığı dünya harika. Her detay müthiş işlenmiş. Elbiselerde, kumaşlarda, makyajda, mimiklerde, mekanlarda, yerlerdeki karo taşlarda bunun izlerini görmek mümkün. Kahvaltı-çay masası sahnesi mükemmeldi.
Tabii kedi; o ne müthiş sırıtış öyle. Harikaydı.
Filmin son sahnesinde Alice'in herkese tek tek ayar vermesi ve "sizinle iş konuşalım bay ceykıp" diye Çin'e açılma fikri filan kötüydü.
Genel olarak ben seyirlik bir film olarak beğendim.
Notum 6,5/10

Mart 06, 2010

Küresel Palavra

Nasıl bu kadar kibirli olabiliriz? Gezegenimiz her zaman bizden güçlüydü, her zaman da bizden güçlü olacak. Biz onu yok edemeyiz; sınırı aşarsak, gezegen bizi yüzeyinden silip atar ve varlığını sürdürür. Neden hiç gezegenin bizi yok etmesine izin vermemekten bahsetmiyorlar ki?

"Çünkü 'gezegeni kurtarmak' sözü insana bir güçlülük, eylem ve soyluluk duygusu veriyor. 'Gezegenin bizi yok etmesine izin vermemek' ise çaresizlik ve güçsüzlük duygularını körükleyebilir, güç ve yeteneklerimizin ne kadar sınırlı olduğunu fark etmemize yol açabilir." -Kazanan Yalnızdır-Paulo Coelho-

2010'da Yapılacaklar

Atatürk sevgimden şüpheye düşmemek için CHPlilerden uzak durulacak../

Çay ve kahvede şeker kullanmayı bırakmanın, sigarıyı bırakmaktan daha zor olduğu inancı terk edileek,,/

2009'da olduğu gibi hiçbir diziye takılınmayacak,,/

Beşiktaş şampiyon olamazsa, "daha geçen sene şampiyon olduk" diye teselli bulunulacak,,/

Şubat 15, 2010

Uzun Bir "Kısa Öykü"




Yaşlı adam çınar ağacının altındaki tahta bir sandalyede oturuyor. Önünde boyası dökülmüş, tahtası tiftik tiftik olmuş bir masa. Koca çınarın yarattığı devasa gölgenin içinde nereden geldiği belli olmayan bir ışığının ortasında, gözlerini uzakta bir noktaya dikmiş, sakin, dingin öylece bakıyor. Yaşlı adam ve masası dev çınar agacının yarattığı gölge denizinin içinde ışıktan bir ada gibi parlıyor. Öğlen saatinin bu sessiz ve sakin zamanında, etrafta hiç kimselerin olmadığı bu meydanda ikimiz göz göze geliyoruz ve ben " merhaba amca, ne güzel bir gün değil mi?" diyerek önce çınarın yarattığı gölgenin içine, sonra yaşlı adamın oturduğu ışıktan adanın içine giriyorum. Ve sanki o anda boyut değiştiriyor, geldiğim dünyanın uzağında kalıyor, yaşlı adamın çekim alanına giriyorum.



Ocak 30, 2010

En iyi filmler

En sevdiğim ve bana göre en iyi yerli ve yabancı filmler listesi...

Alfabedik liste.. Tamamı Türkçe isimlerle hazırlandı.. Empire Dergisinin hazırladığı en iyi 500 filmden birebir kopya yapılmadı.. Tek tek kendim araştırdım ve tamamı izlediğim film..
Devam edeceğim...( Konuk Yazar -Kadıköylü- )

120.
7 KARDEŞE 7 GELİN
AFFEDİLMEYEN
ALKATRAZ KUŞÇUSU
AŞK HİKAYESİ
AŞK VE PARA
AŞKA DAVET
AŞKIN GÜCÜ
AŞKIN PEŞİNDE
AŞKTA HERŞEY MÜMKÜN