Bu sabah Kadıköy'den Beşiktaş'a geçerken yeni Fatih vapuruna bindim. İskelede beklerken daha yanaşması anında modernliğinin yanısıra, bildiğimiz şehir hatları vapurlarımızın çizgilerini taşıdığını farkettim. Ne de olsa bizim oylarımızla seçilmişti. Hızla yanaştı, kapının önündeki çelik köprü indi ve otomatik kapılar açıldı. Artık tahta iskeleler ve onu içeri iten ve çeken görevliler yoktu. Çok geniş çıkış kapısından vapur 1-2 dakika içinde boşaldı. İçi mükemmel dizayn edilmiş, çok geniş ve ferah görünüyor. İkili koltuklar sıkışmalara meydan vermeyecek şekilde oturulmasını sağlıyor. Plazma televizyonları, modern ve çok temiz görünen büfesi ile vapur çok çağdaş bir ulaşım aracı görünümünde. Bu notları vapurda yazmaya başladım. Cam kenarında oturduğum halde, vapurun kalktığını hiç farketmedim. Dışarı baktığımda Haydarpaşa önlerindeydik. Çok sessiz ve sarsıntısız yol alıyor. 1800 kişilik kapasitesi olan vapur tıklım tıklım dolu Kadıköy yolcusunu aldığı gibi, birçok boş yer vardı. Vapurun en önemli özelliği ise müthiş geniş ve panaromik pencereleri. Yeni vapurumuzu çok beğendim. Tek kusuru iniş ve biniş rampası. Çelik köprü çok dik ve düz. Ben binerken bir hanımı kolundan tutup yukarı çektim, inerken topuklu çizmeli bir hanım yok mu beni bu kaydıraktan indirecek biri diye bağırıyordu. O rampaya bir çare bulunmazsa çok can yanar. Bunun yağmuru var karı var. O iskele ya basamaklı olmalı ya da en azından enlemesine çubuklarla kaymalar önlenmeli.
Bu arada martıların yeni vapurumuzu hiç yadırgamadıkları belli. Çığlık çığlığa peşisıra uçuyorlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder