Şubat 15, 2010

Uzun Bir "Kısa Öykü"




Yaşlı adam çınar ağacının altındaki tahta bir sandalyede oturuyor. Önünde boyası dökülmüş, tahtası tiftik tiftik olmuş bir masa. Koca çınarın yarattığı devasa gölgenin içinde nereden geldiği belli olmayan bir ışığının ortasında, gözlerini uzakta bir noktaya dikmiş, sakin, dingin öylece bakıyor. Yaşlı adam ve masası dev çınar agacının yarattığı gölge denizinin içinde ışıktan bir ada gibi parlıyor. Öğlen saatinin bu sessiz ve sakin zamanında, etrafta hiç kimselerin olmadığı bu meydanda ikimiz göz göze geliyoruz ve ben " merhaba amca, ne güzel bir gün değil mi?" diyerek önce çınarın yarattığı gölgenin içine, sonra yaşlı adamın oturduğu ışıktan adanın içine giriyorum. Ve sanki o anda boyut değiştiriyor, geldiğim dünyanın uzağında kalıyor, yaşlı adamın çekim alanına giriyorum.