Haziran 01, 2009

İsa'nın Menüsü



İsa'nın son yemeğinde ne yediğini çok merak ettiğinizi biliyorum. Bu merakınızı gidermek için sıkı bir çalışma yaptım. Sonuç işte aşağıdaki şekilde.

Gastronomica dergisi yazarlarından John Varriano, İsa ve havarilerinin son yemeğinin mönüsünün, şimdiye kadar bilinenden farklı olduğunu iddia ediyor. (Bunu zaten çok iyi biliyorduk)
Ünlü freskin 1997′deki temizliği ve restorasyonu sırasında, İsa ve havarilerinin ekmek ve kuzu eti değil; ızgara yılan balığı (eel) ve portakal dilimleri yediği anlaşılmış.
Varriano’nun dediğine göre Son Yemek'in resmedildiği zamanlarda balığı portakalla yemek pek bir modaymış.
Leonardo’nun resmettiği bu mönü, kendi gastronomik tercihlerini de yansıtıyormuş.
Çünkü Da Vinci’nin 1400′lerden kalma alışveriş listelerinden, markete ne zaman gitse ‘biberli ekmek, yılan balığı ve kayısı’ aldığı anlaşılıyormuş.

Lütfen Çimenlere Basınız..



Burada Gördüm.

Mayıs 31, 2009

Tahran Fotoğrafları 1





Gülistan Park Saray Havuz başı
Gülistan Parkta Resteratör Kızlar
Saray Kemerleri ve Çinileri

Bayrağım



Şampiyonluk Bizim, Kupa Bizim

Şampiyon Beşiktaş



Beşiktaşım son hafta Denizlispor'u Denizli'de Holosko ve İbrahim Toraman'ın golleri ile 2-1 yenerek Türkiye Kupasından sonra Süper Lig'de de Şampiyon oldu.

ŞAMPİYONLUK BİZİM, KUPA BİZİM

Mayıs 29, 2009

TAŞ KESEN İNSANLAR

































BU HEYKELLER CANLI İNSAN... BİR İNSAN AYNI VAZİYETTE NE KADAR KALIR..? RUSYA' DA DÜZENLENEN CANLI HEYKEL YARIŞMASINA KATILANLARDAN BAZILARI..




Mayıs 28, 2009

Mistir Spak



Resmi ben Sezyum.com'da gördüm, o dejeneratör'den almış, o da botoflog'dan. Zaten blog dediğin ne ki..

Cilveli Kahve


'MANİSALI CİLVELİ KAHVE' PATENT SAHİBİ OLDU Meğer 'cilveli kahve' de varmış. Adından anlaşılacağı gibi sunumu ve tüketilişi çok farklı.Manisa'da eski dönemlerde gelinlik kızlar, evlerine gelen görücülere bu kahveyi ikram edermiş. Bol köpüklü kahvenin üzerine öğütülmüş badem konurmuş. İşte o ''cilveli'' adıyla bilinen Türk kahvesi, patentle koruma altına alındı.Manisa'nın tarihi ve turistik mekanlarından olan Yenihan'da kafe işletmeciliği yapan Tamer Çipiloğlu, cilveli kahveye sahip çıkıp yeniden canlandıran kişi. Eski dönemlerde şehzadeler için de özel olarak hazırlana bu kahve, asıl şöhretini gelinlik kızlarla edinmiş. Gelinlik kızlar evegelen görücülere bu cilveli kahveyi hazırlarmış.
CİLVELİ KAHVE NASIL HAZIRLANIYOR?
Cilveli kahve, sunumu ve tüketiliş şekliyle diğer kahvelerden ayrılıyor.Fincana dökülen bol köpüklü Türk kahvesinin üzerine çifte kavrulmuş,öğütülmüş badem ve iki çeşit baharattan oluşan karışım dökülüyor.Kahvenin yanında bir kaşık veriliyor. Kahve içilmeden önce bademler yeniyor. Ardından kahve içiliyor. Köpükle badem ezmesinin karışımı özelbir tat oluşturuyor. Dövülmüş bademin kahvenin dibine çökmemesi için mutlaka çifte kavrulmuş olması gerekiyor.'
CİLVELİ', KORUMA ALTINDA
Unutulmak üzere olan bu içeceği, 6 yıl önce tekrar tanıtmak üzere harekete geçtiklerini bildiren Çipiloğlu, ''Cilveli kahveyi koruma altına almakiçin ilk önce patent çalışmalarına başladık. Patent almak için başlattığımız çalışma, 2 senelik süreçte tamamlandı. Bundan sonra hemcilveli kahveyi tanıtmak hem de benzeri yeni türleri geliştirmek için çalışacağız'' dedi. Çipiloğlu, cilveli kahvenin özellikle yerli turistlerin ilgisini çektiğini, tüketiminin giderek arttığını, bu kültürü unutan birçokManisalının da cilveli kahveyle yeniden tanıştığını belirtti.

Mayıs 27, 2009

İran Gezisi Fotoğrafları (Tebriz 2)







1.Tebriz Çarşısı
2.Şehriyar'ın Kabri
3.Kendovan
4.Kafe. Nefis kavun suyu içerken.
5.Ali Baba Restoran

Yazıları burada

MARDAN OTEL' DEN GEÇEN ÜNLÜLER


RICHARD GERE' DE MARDAN OTEL AÇILIŞINDAYDI... :) OLDUKÇA YAŞLANMIŞ.. AMA CAZİBESİNDEN HİÇBİŞEY KAYBETMEMİŞ.. PRATTY WOMAN FİLMİNDEKİ GİBİ..

Monica Bellucci



Mardan Palace'dan Monica Geçti.

Mayıs 25, 2009

İran Gezisi Fotoğrafları (Tebriz)






Fotoğraflar Sondan başa doğru

Esendere sınırında tesettüre giriş. Türk,Belçikalı,Güney Koreli
Miks Kebap
Hammam Restoran Havuzbaşı
Çay Servisi

Yazıları burada

Mayıs 22, 2009

Poster



Global coalition for peace.org - poster / Ambient 'What goes around comes around'

BUGÜN

BRIGITTE BARDOT 1951 - 2008











Bu fotoğrafları koymak zorunda hissettim kendimi.. Dünya güzeli starlar bu hale gelebiliyorsa, bizim şimdiki halimiz asla yadırganmamalı düşüncesi ve hissiyatı içinde olduğum için koydum.. (çok sevgili yayın yönetmenime ithaf olunur)

CLAUDIA CARDINALE, ELIZABETH TAYLOR VE JANE FONDA

Mayıs 20, 2009

metrobüs


Bugün ilk kez Metrobüse bindim.. Söğütlüçeşmeden taaaaaaa Cevizlibağa gittim.. ilk kez İstanbul' da vapur dışında bir seyahat bana keyif verdi desem yeridir.. inanılmaz hoş.. isterseniz Edirnekapı'da isterseniz Zincirlikuyu' da isterseniz Mecidiyeköy'de aktarma yaparak Avcılar'a kadar gidebilirsiniz. Sessiz, köprüye kadar kendi yolunda ( bu arada, ne kadar çok alt geçit yapılmış..) gidiyor, sonra köprüye giriyor. Medyada otobüslerin hımbıl olduklarını garajda yattıklarını okumuştuk.. Şimdi doğruya doğru eğriye eğri.. ben beğendim. ayrıca otobüsler hımbıl filan da değil.. yokuş çıkarken biraz şişiyor, o kadar.. eh Hollanda gibi tepesiz, yokuşsuz dümdüz bir ülke için yapılmış.. olacak o kadar.. Benden de bu kadar.Sevgiler..

Mayıs 14, 2009

İran Gezisi








9.Mart.2009 tarihli Hürriyet Seyahat Ekinde gördüğümüz İran seyahatini anlatan yazı üzerine İran'a gimeye karar verdik. Ve son Doğu ziyaretimizden kalan Van'ı da bu seyahat planı içine aldık. 31.Martta gittiğimiz Ayvalık'tan 18.Nisanda tekrar İstanbul'a döndük. Van'a Pazartesi akşamı için Vangölü treninde yataklı vagonda yer ayırtmıştık. Trenimiz 20.05'de Haydarpaşa'dan hareket edecek. Ondan önce saat 18 gibi Gar Restoran'a oturduk. Daha önce hiç gelmediğim restoran meğer Kadıköy'ümüzün en güzel meyhanesiymiş. Kıymetini bilememişiz. Bir ufak rakı söyledik. Mezeler -haydari, acılı ezme, beyaz peynir, kavun- ve sıcak gelen paçanga böreği enfesti. Garsonumuz Rize'li Mehmet alem adamdı. Otuzbeş senedir orada garsonluk yapıyordu ve oranın müdavimleri ile çok samimiydi. Mehmet ağzı sürekli dolu olarak servis yapıyordu. Mutfaktan çıkan patates kızartmasından çaktırmadan ağzına bir tane atıyor, masaya çiğneye çiğneye geliyor, birşey sorunca ağzını eliyle kapatıyor, konuşamıyordu. Bize yeni gelen istavritin tavasını tavsiye etti. Biz de tavsiyesine uyduk. Harika bir istavrit tava yedik. Tam kıvamında ve çıtır çıtır pişmişti ve çok lezzetliydi. Bostancı'daki Hatay Restoranla birlikte burayı Anadolu yakasının en iyi meyhaneleri olarak kabul ediyorum. Üçüncüsünü bilmiyorum. Tren saatimiz yaklaşınca kalktık. Murat bizi uğurlamaya gelmişti. Yataklı vagon görevlisi Ahmet nemrut bir suratla biletlerimizi istedi. Verdik. Yerimizi gösterdi. İstediğimiz zaman yataklarımızı açabileceğimizi söyleyip gitti. Yataklarımızı onun açması gerekmiyor muydu. Tren tam bir hayal kırıklığı. Çok eski. Her yeri dökülüyor. Eminim Kazım Karabekir Paşa'da Van'a bu trenle gitmiştir. Kars'a gittiğimiz Doğu Ekspresi ile alakası yok. Buzdolabı yok. Bu tam bir felaket. Biz daha öneki seyahatimizden tecrübeli olduğumuzdan ve bu trende restoran da olmadığını biletlerimizi alırken öğrendiğimizden ekmeğimizi, salamımızı, kaşarımızı, mezelerimizi, kolamızı, biramızı, kuru yemişlerimizi, çayımızı, kahvemizi almış, tam teşekküllü bir şekilde trene binmiştik. Bütün bunları nasıl saklayacağız. Tren çok sıcak. Her şey

Fasulye Ev Yemekleri

Bugün Ayvalık Pazarı dönüşü öğlen yemeğini çarşı içinde yeni açılan Fasulye'de yedik. Muazzez hanımın hem aşçılık hem garsonluk hem de yarenlik yaptığı hayatımda gördüğüm en şirin ve en ev gibi lokantaydı. Daha açılalı çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen Ayvalık'lı burayı keşfetmiş bile. İçeride beş masa kapı önünde bir masalık Muazzez Hanımın inceliğini ve titizliğini yansıtan dükkan gittiğimizde doluydu. Kuru fasulye, pilav ve turşunun hergün bulunduğu dükkanda bu günün yemeği kuzu etli enginardı. Ayvalık bu aralar enginardan yıkılıyor zaten. Daha dün evde baklalısını yemiş olmamıza rağmen bir tane ısmarlıdık. Birde kuru fasulye, pilav ve turşu tabii. Fasulye annemin de yazın yaptığı gibi taze naneli ve taze soğanlı idi. Tek kelimeyle olağanüstü idi. Kuzu etli enginar da çok güzeldi. Ama başta da söylediğim gibi yemeklerin yanısıra en önemlisi mekanın samimiyeti, Muazzez Hanımın sıcaklığı ve tabbi fiatların uygunluğu herşeyin ötesinde önemliydi. Ayvalık'a yolunuz düşerse, öğlen yemeğini mutlaka Fasulye'de yiyin derim. Fasulye Çarşı içinde Eski Gümrük Meydanında Oteller Aralığı Sokakta. 2.Noterin altı.

Nisan 15, 2009

Nostalji

Nostalji Fotoğrafları; Claude Azoulay Koleksiyonundan




Claudia Cardinale, St. Germain des Prés, "Aux 2 Magots", Paris, Septembre 1961




Nostalji

Jane Fonda, Baton Rouge, Louisiane, USA, Août 1966



Nostalji

Elysabeth Taylor et son mari Mike Todd, Paris, Mars 1957


Nostalji

Elysabeth Taylor et Richard Burton, Paris, Mai 1963


Nostalji

Brigitte Bardot, St. Tropez, Juillet 1958


Nisan 12, 2009


Büyük şehirler dışında, küçük yerlerde insanın başı darda kaldıkça yardım isteyebileceği ve hemen ulaşabileceği insanlar hem çoktur, hem de size kısa zamanda ulaşabilirler.

Ancak yine de herkesin her derdinizi çözebilmesine imkan yoktur. Öyle bir durumda kalabilirsiniz ki kimi arıyacağınızı bilemezsiniz. Ya da ulaşamazsınız. İşte böyle zamanlarda küçük yerde de olsanız yardımınıza koşacak, derdinize bir çare bulacak birini ararsınız. Bir "çareciyi". Bu çareci Ayvalık'ta var. Adı Müfit Kumcuoğlu.

Kendisinin iknci el mallar satan bir dükkanı var. Dükkanda genellikle ev eşyaları bulunuyor. Ancak siz ne isterseniz, örneğin denizcilik malzemeleri, arabanızın, bisikletinizin, teknenizin bir parçasını tedarik edebiliyor. Ama asıl çareciliği siz gerçekten çaresiz kaldığınızda ortaya çıkıyor. Örneğin denizin ortasında tekneniz arızalandı ve kaldınız. Yerinizi bildiriyorsunuz gelip sizi alıyor. Anahtarı evde unuttunuz, sokakta kaldınız, evinizi su bastı, damınız akıyor, bahçedeki ağaç devrildi, bahçeniz çapalanacak, otlar yolunacak, otel bulunamadı sokakta kaldınız, gibi akla hayale gelmiyecek zor durumlarınız için SOS gönderebileceğiniz biri. Ayvalık seyahatinizden önce numarasına bir yere not edin. Belki sizin de işiniz düşebilir.

Nisan 11, 2009

Photoshop



Photoshop öncesi Madonna ve Photoshop sonrası Madonna.

Üç Tekerlekli



3wheeler Concept by Daniel Julier

Nisan 10, 2009

Korsan

Bugün Cengiz Semecioğlu Hürriyet'teki yazısında Kate Winslet'in Oscar kazandığı The Reader filminden bahsediyor ve yazısını "şimdi diyeceksiniz ki film bugün vizyona girmesine rağmen sen nerede seyrettin, korsanını mı aldın? Hayır efendim.. Biliyorsunuz korsana hayır diyoruz, önceki akşam e-kolay The Reader'ın özel gösterimini yaptı, film de bugün tüm sinemalarda vizyona giriyor." Tabii tüm sinemalarda girmiyor sadece 32 sinemada vizyona giriyor. Ama asıl mesele mantık ve noktalama hataları değil söylemek istediğim. Söylemek istediğim etik ikiyüzlülük. Semercioğlu korsana hayır diyerek ilk defa özel gösterimde seyrettiğini ifade ediyor ama yazısının başında "adaylar arasında benim favorim de Winslet'dı, Oscarlık bir oyunculuk çıkardığı gibi filmin pekçok sahnesinde çırılçıplak görünmekten, genç bir erkekle yatağa girmekten de çekinmiyor" diyor. E o zaman nasıl oluyorda ilk defa özel gösterimde görmüş gibi yazıyor. Şöyle oluyor. Her zaman filmlerini aldığı dükkana gidiyor. 5 TL veriyor (kredi kartı ile öderse 6 TL) Oscar töreninden önce seyrediyor ve adaylarını yazıyor. Tıpkı The Wrestler, Changeling, Slumdog Millionaire, Benjamin Button ve diğerlerini seyredip Oscar adaylarını yazdığı gibi. Ya da Ömür Gedik'ten kopya mı çekti? Evet bu tam bir etik ikiyüzlülük. Kardeşim filmler resmen dükkanlarda satılıyor. Adam istesen fiş bile kesiyor. Kimse de birşey yapmıyor, yapamıyor. Hepimiz de alıp seyrediyoruz. Adamlar neden Türk filmlerini satmıyor. Bunlar korsan değil mi? Korsan etik mi davranıyor. Buna kim kanar. Bir yazılı olmayan anlaşma var yabancı filmlere dokunulmaması karşılığı onlar da Türk filminin DVD'si çıkmadan korsanını yapmıyor. Mesela Güneşi Gördüm yok. Paşa paşa gittik sinemada seyrettik. Değil mi Cengiz Kardeşim.

İstanbul'da Hafta Sonu



Henüz hafta sonu porgramınızı yapmadıysanız buraya bir göz atın derim.

Nisan 08, 2009

Bira Severlere




Sık bira tüketenler için bire bir. Çok hoşuma gitti. Yaz geliyor bir imalatçı ile anlaşın zengin olun. Bu da benden size kıyak.

Kaynak:szymon.tumbir

Kasabamıza Kipa Geldi


Ayvalık sonunda Kipa'sına kavuştu. 2 Migros bir Tansaş ile Koç'un kuşattığı Ayvalık artık bir hipermarket sahibi. Bu gün açılışı yapılan Kipa'nın otoparkı dolmuş, caddelere taşmıştı. Ayvalıklılar klasik ne alırsan 1 liralar, 2 liraları kapışıyor, belki hayatında ilk kez böyle bir büyük marketle tanışmanın şaşkınlığını yaşıyordu. Tezgahtarlar henüz acemi ve şaşkındılar ve İzmir'den gelen tecrübeli elemanların yanından ayrılmıyor, bu da ikişer ikişer gezen tezgahtarlara yol açıyordu. İzmir'den alışık olduğum, Bodrum'da devam ettiğim Kipa Ayvalığımıza iyi de istihdam sağlamış. Tam olarak bilmiyorum ama herhalde 200 kişiden aşağı (temizlik ve güvenlik taşaronları dahıl) değildir. Özgün 2 yıldır 40 TL'den aşağı satmadığı zeytinyağını kaça verdiyse Kipa 29.90'a satıyor.(5 Lt) By By Migros.